1.2. Sosyolojinin Bir Alanı Olarak Köy Sosyolojisin Gelişimi
1.2.1. Amerika Birleşik Devletlerinde Köy Sosyolojisi
Köy Sosyoloji bağımsız bir bilim dalı olarak ABD'de XIX. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmaya başladığını görmekteyiz. Bu çalışmalar öncelikle, Galpin, Zimmerman ve Sorakin gibi sosyologlarca gerçekleştirilmiş ve Köy sosyolojisi çalışmalarına öncülük etmişlerdir. Köy sosyolojisi çalışmalarının Amerika Birleşik Devletlerinde öncelikle gelişmesinin siyasal, kültürel ve ekonomik şartları olduğunu söyleyebiliriz. Her şeyden önce Amerika Birleşik Devletleri o dönemlerde Avrupa devletlerinden yoğun göç almakta ve milyonlarca göçmenin istihdam sorunu ile karşı karşıya idi. Göçlerle Sürekli toprağa yeni yerleşmeler ve örgütlenme sorunları, arazi bolluğundan dolayı toplu yerleşme yerine dağınık yerleşme sorunları, kırsal üretimde büyük ekonomik çöküntülerin yaşanması, o dönemde ortaya çıkan tekelciliği sömürücülük vb. nedenler sosyologların köye ve köy araştırmalarına yönelmelerinde etkili olmuştur.1 1 Orhan Türkdoğan, Köy Sosyolojisinin temel sorunları, Dede Korkut Yay. 1997, s.17-18 10 1945’lerden sonra ABD yaşanan bu sorunlara yönelik birçok köy sosyolojisi çalışmasının gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu çalışmalarda öncelikle, krediler, nakliye, pazarlama, eğitim kurumları, toplumsal tecrit, çeşitli güçlüklere yönelik çözüm yolları, göç, aile, tutumlar vb. konularda gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Diğer yandan ABD’de kır alanlarının özel önemi nedeniyle disiplin erken zamanlardan itibaren devlet ve üniversiteler tarafından desteklenmiş, alanın gelişimi teşvik edilmiştir. Kır alanlardaki küçük topluluklar kadar kır alanların doğal çevreye ait bilgileri de bu araştırmacıların araştırmaları ile kayıt altına alındığı görülmektedir. Özellikle kırsal alanlarda görülen bu sorunların incelenmesi ve çözümlenmesi için yapılan çalışmalar, Köy Sosyolojisinin bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasına neden olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim Amerikalı sosyologların kır toplumsal sorunlarına yönelik yaptıkları bu çalışmalar kır sosyolojisinin bağımsız bir alan olarak doğmasında en büyük katkıya sahiptir.1.2.1. Avrupa’da Köy Sosyolojisi
Avrupa'da ise Köy Sosyolojisinin I. Dünya Savaşı sonunda gelişmeye başladığını görürüz. Bilindiği gibi modern anlamda sosyolojinin kaynağı Batı Avrupa’dır ve Avrupa tüm dünyaya olduğu gibi ABD’ye de bu anlamda öncülük etmesine rağmen, Köy sosyolojisinde Amerika Avrupa'ya öncülük etmiştir. Avrupa’da köy sosyolojisinin ABD’den daha sonra gelişmesinin birçok nedeninden söz edilebilir. Bunun en önemli nedenlerinin başında Avrupa’nın XIX. yüzyıl boyunca hızlı bir endüstrileşme sürecine girmesidir.2 Nüfusun iş imkanları nedeniyle endüstri kuruluşlarının bulunduğu bölgeler göç etmesi ve bu kuruşların bulunduğu çevrelerin nüfusunun hızla artması kentsel sorunların kırsal sorunlara göre daha önemli görülmesine neden olmuştur. Zira kırsal alanlardan kentlere doğru bu yoğun nüfus akımı, kırsal alanların sorunlarını hafifletirken, kentlerin sorunlarını ağırlaştırmaktaydı. Bundan dolayı Kırsal Sosyoloji Avrupa'da Amerika'ya göre daha sonra gelişmeye başlamıştır. Ayrıca Avrupa sosyolojisinin uygulamadan çok teoriye önem vermesinin de Avrupa’da köy sosyolojisi çalışmalarının daha sonra ortaya çıkmasının başka bir nedeni olarak da ifade edilebilir. Ülkemizde uygulamalı çalışmaların daha geç başlamasında da Avrupa’dan aldığımız temel bilim felsefesi ve yaklaşımının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de köy sosyolojisinin gelişimini ileride ayrıntılı olarak değineceğimizden burada bu çalışmalara ve görüşlere yer verilmeyecektir. 2 Ziya Yurttaş, Kır Sosyolojisi, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yay.2007, s. 12 111.3. Köy Sosyolojisi Çalışmalarında Kullanılan Yöntem ve Teknikler
Sosyolojinin bir alt dalı olarak Köy Sosyolojisi, alanı ile ilgili veri elde etmeye çalışırken bazı yöntem ve teknikleri yoğun olarak kullanır. 3 Tercih edilecek yöntem ve teknikler daha çok konunun içeriği, elde edilecek verilerin niteliği ve güçlüğü gibi nedenlerden dolayı tercih edilir. Ayrıca kırsal alanlarda da farklı yerleşim yerleri Sosyolojide kullanılan başlıca araştırma yöntemleri şunlardır; “Tümden gelim”, “Tüme varım”, “Analoji” ve “Birleştirici yöntem”dir. Sosyolojide kullanılan başlıca araştırma teknikler ise şunlardır; “Gözlem”, “Anket”, “Görüşme”, “Monografi”, “Sosyometri” ve” İstatistik”tir. Bu teknikler içinde var olan ve birçok Köy Sosyolojisi araştırmalarında yaygın olarak kullanılan tekniklerden birisi de “Monografi”dir. Monografi; aile, köy gibi küçük grupların ya da bir örnek olayın tüm değişkenleriyle ele alınarak derinlemesine bir şekilde incelenmesini sağlayan bir tekniktir. Monografiler şu şekillerde olabilirler. -Köy ve şehir monografileri, -Aile, Siyasal parti ve Sendikalar gibi kurumsal yapıları inceleyen monografiler, -Kan davaları, töre gibi çeşitli toplumsal olguları inceleyen monografiler. Bu monografik çalışmaların tümünde değişik veri toplama teknikleri birlikte kullanılabilirler. Gözlem, mülakat ve anket bu teknikler arasında en yaygın olarak kullanılanlarıdır. Monografik çalışmalarda sosyal yapının ya da incelenecek konunun maddi ve manevi tüm unsurları inceleme konusu olarak ele alınabilir. Monografilerde değerlendirmeye tabi tutulacak veriler amacın özelliğine uygun olarak genel veya ayrıntılı bir şekilde ele alınıp değerlendirilirler. 1.4. Kırsal Alanlarda Yerleşim Birimleri Kırsal alanları oluşturan çeşitli yerleşim biçimleri vardır. Bu yerleşim yerlerinin başlıcaları Kasaba, Köy, Mezra, Oba ve Kom’dur. Kırsal alanlarda siyasi, idari, ekonomik, coğrafi gibi nedenlerle birçok yerleşim yeri ortaya çıkmıştır. Özellikle ülkemizin tarihi, siyasi 3 Not: Yöntem ve teknik kavramları genellikle yanlış olarak birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Yöntem, bir araştırmanın başından sonuna kadar izlenmesi gereken düşünsel yoldur. Teknik ise, seçilen yönteme bağlı olarak belirlenen bilgi toplama aracıdır. 12 ve kültürel yapısı göz önüne alındığında, bu tür yerleşim yerlerinin çeşitliliğine rastlanılmaktadır.1.4.1. Köy
Ülkemizde köy, 1924 tarihli köy kanununa göre nüfusu 2.000’e kadar olanlar köy kabul edilmiştir. Görüldüğü gibi köy tanımlamasında temel ölçüt nüfus alınmıştır. Nitekim aynı kanuna göre nüfusu 2.000- 20.000 arası olanlar kasaba, nüfusu 20.000 den fazla olan yerleşim yerleri de şehir olarak tanımlanmıştır. Köy, Türkiye mahalli idare teşkilatının en küçük yerleşim birimi olarak kabul edilir ve muhtar ile tüzel kişiliğe sahiptir. 5442 sayılı İl İdare Kanunu'na göre yapılandırılan idari teşkilatlanmada köyler, bucak ve kasabalara bağlıdır. Köy kanunu ile köyler merkezi idareyle olan münasebetleri düzenlenmiştir. Türkiye'nin köyleri, Türkiye'de kırsal nüfusun yaşadığı ve köy kanununun uygulandığı yerleşme birimleri 2010 verilerine göre 34.247’dir. 2014 Türkiye yerel seçimleri ile yürürlüğe giren yeni Büyükşehir yasası ile birlikte 18.214'e düşmüştür.4 2014 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir yasası ile büyükşehirlerin mücavir alanları genişlemiş, daha önce köy olan yerleşim birimleri mahalleye dönüşmüştür. Dolayısı ile bir köyü tanımlamak sadece nüfusu, idari yapılanma gibi ölçütleri temel alarak gerçekleştirmek yeterli ve kapsamlı bir kriter olamamaktadır. Nüfusun yanı sıra, üretim biçimi ve çeşitliliği, kişiler arası ilişkilerin niteliği, kentsel imkânlara sahip olup olmaması, iş bölümü ve uzmanlaşma vb. nitelikler köy kavramının tanımlanmasında sosyolojik temel kriterlerden bazılarıdır. Önümüzdeki yıllarda mahalleye dönüşen bu köylerin kentsel bütünleşme gibi sorunları, sosyolojinin temel inceleme alanlarından biri olarak karşımıza çıkacağı görünmektedir. Dünyada genel olarak bakıldığında Toplu, Dağınık, Hat ve Daire olmak üzere dört tip köy yerleşme tipinin varlığı kabul edilmektedir5. 1.4.1.1. Toplu Köy Tipi Dünya’da en fazla yaygın görünen köy tipidir. Nitekim Asya, Avrupa, Afrika ve Latin Amerika’da en fazla bulunan köy tipidir. Köy evleri arazi üzerinde belirli bir alanda toplanmıştır. Fiziki olarak bakıldığında, köyün kümelendiği çekirdek kısım, köye yakın olan küçük bahçeler, ekili daha uzak alanlar, yani tarlalar ve boş kıraç alanlar. Türkiye’de de en fazla görülen köy tipidir. Bu tip köylerde arazi dağınık olarak köy çevresine dağılmıştır. Ülkemizde özellikle miras yolu ile tarlalar oldukça parçalanmıştır. Arazi parçalanması tarımsal verimliliği 4 http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye'nin_k%C3%B6yleri 5 Orhan Türkdoğan, a.g.e., s.107-113 13 düşürücü en önemli faktörlerden biridir. Arazi ihtilafları daha çok olabilmektedir. Araziler dağınık olduğu için üretim maliyetleri yükselmekte, üretimde zaman kaybına yol açmaktadır. Fakat toplu köy tipinin bazı avantajlarından da söz edilebilir. Yerleşim aynı yerde olduğu için alt yapı yatırımlarının ve hizmet ulaşımı daha ucuza mümkün olabilmektedir. Bu tip köylerde insanların yardımlaşması ve işbirliği yapması diğer köy tiplerine göre çok daha kolaydır. Güvenlik ve köyün ortak alanlarının kullanılması da diğer önemli avantajlar arasında yer almaktadır. 1.4.1.2. Dağınık Köy Tipi Dağınık köy, her bir tarım işletmesine ait arazi, konut ve diğer yapıların ayrı bir arazi içerisinde olduğu köy yerleşimi tipidir. Dağınık köy tipinde bir çiftliğe ait arazi toplu haldedir ve çiftlik binaları bu arazi içerisindedir. Bu şekildeki çiftliklerin yan yana gelişi ile dağınık görünümlü bir köy tipi oluşur. Daha çok ABD'de bu tür köy yerleşim tarzının hakim olduğu görülür. Ülkemizde bu tip köylere sıklıkla Doğu Karadeniz Bölgesinde rastlanılır. Bu tip köylerde, aile bireyleri ile arazi arasında çok yakın bir ilişki vardır. Fakat buna mukabil diğer köylülerle ilişkiler daha sınırlı düzeydedir. Ayrıca bu tür köyler, işyerine ulaşımda kolaylık, makine kullanımında ise etkinlik sağlamak bakımından avantajlıdır. Toprak parçalanması daha nadir görüldüğünden verimlilik daha yüksektir. Fakat dağınık düzendeki köylere kamu hizmetlerinin götürülmesi zor ve daha masraflıdır.
1.4.1.3. Hat Köy
Tipi Hat köyü, daha çok bir yolun veya nehrin iki yakasına bir hat boyunca yapılaşmanın sağlandığı ve çiftlik binalarının yapılması ile oluşan köy tipidir. Daha çok yabancı kültür ve etnik grup ile şehirleşmenin etkileri bu tip yerleşimlerde önemli rol oynar. Bu tip köylere daha çok Güney Amerika'da rastlanmaktadır. Ülkemizde de sınırlı da olsa bu köy tipine rastlamak mümkündür. Bu tip köylerde yakın komşuluk ilişkileri daha fazla gelişmiştir. Ulaşım imkanları yerleşim olanaklarından dolayı daha çok gelişmiştir. Fakat arazi şekli ve yerleşme biçimi geniş çiftliklerin oluşmasını engeller. Araziler daha çok evin arkasında dar uzun bir şerit şekilde uzanır. Arazi parçalanmasıyla dar uzun alanlar verimliliği ve arazinin makul kullanımını olumsuz yönde etkiler. 14 1.4.1.4. Daire Köy Tipi Daire köy, konutlar ve diğer yapıların bir daire etrafında yer aldığı köy tipidir. Bu tür yerleşim tarzı kendiliğinden oluşmayıp, önceden hazırlanan belirli bir plana göre kurulan köy tipidir. Bu tip köylerde çiftlik binaları bir dairenin etrafında sıralanmıştır. Her aileye ait arazi ise merkezden uzaklaştıkça genişleyen bir biçimde çiftlik binalarının arkasında yer almıştır. Bu tip köyler dağınık köylerle toplu köylerin avantajlı yönlerini birleştirmek için kurulmuştur. Bu tür yerleşimde binalar toplu haldedir. Böylece komşular arası sosyal ilişkiler sıkı ve kamu hizmetlerinin temini kolaydır. Bunun yanında dağınık köylerin avantajı olan arazinin eve yakın olması özelliği de sağlanmıştır. Her ailenin arazisi çiftlik binalarının hemen arkasında olduğu için işgücünden tasarruf etme imkânı vardır. Fakat bu tür yerleşim tarzının uygulanması ancak topoğrafik yapının çok müsait olduğu yerlerde mümkündür.6 1.4.2. Diğer Kırsal Yerleşim Yerleri Kırsal alan yerleşimi olarak bilinen ve köyden farklı özelliklere sahip çeşitli yerleşim biçimleri de söz konusudur. Bunlardan bazıları şunlardır. 6 Ziya Yurttaş, a.g.e., s.33 15 Kasaba: Köyden büyük, şehirden küçük yerleşmelere verilen bir addır. Henüz kırsal özelliklerini yitirmediği için şehir olarak adlandırılmayan, fakat belirli bir oranda sanayi ve ticaret faaliyetlerine sahip olduğu için de köy olarak adlandırılamayan yerleşmelerdir. Yaklaşık olarak 1000-2000 ile 10.000-20.000 arası nüfusa sahiptirler.7 Kom: Esas geçim kaynağı hayvancılık olmak üzere tarımda yapılan, bir veya birkaç ağıl ile çoban kulübeleri yerleşmenin başlıca fizikî varlıklarıdır. Yurdumuzda daha çok Doğu Anadolu Bölgesi’nde (Tunceli, Erzurum, Kars, Muş ve Ağrı illerimizde) bulunmaktadır.8 Mezra: Hayvancılık ve tarım faaliyetlerinin bir arada yürütüldüğü basit bir yerleşme şeklidir. Köylerin ortak kullanım sahalarının dışında olan, 50′den fazla nüfusu geçindiremeyecek kadar dar topraklara sahip yerlerdir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaygındır. Geçici mezralar yanında; daha fazla nüfus barındıran, hayvancılık ve çiftçiliğin birlikte yapıldığı, sürekli ikamet edilen mezralar da vardır. Komlarda olduğu gibi mezralardaki meskenlerde de temel yapı malzemesi genelde taştır.9 Oba: Çadırlarda yaşayan göçebe ailelerin meydana getirdiği topluluk, çadır halkına verilen addır. Bugün, Anadolu'da oba kelimesi göçebelerin aileleri, göçebe çadırları, çadırların bulunduğu yer anlamında kullanılır ve beş-altı çadırdan ibaret bir göçebe ailesine de oba denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder